Турецкая сказка

Информация о пользователе

Привет, Гость! Войдите или зарегистрируйтесь.


Вы здесь » Турецкая сказка » Турецкий язык » Некоторые омонимы турецкого языка


Некоторые омонимы турецкого языка

Сообщений 41 страница 48 из 48

41

Омонимы. Буква T

Tabaka - слой, прослойка Bugün atmosferin tabakalarını öğrendik.
Tabaka - лист бумаги Sayfa tabakaları çok kalınlaşmıştı.
Tabaka - портсигар Sosyal tabaka.
Taban - подмётка Tam yirmi kilometre taban teptik
Taban - пол, дно, донышко Tabanların çok geniş.
Taban - подошва; ступня Bu tezi hangi tabana koyuyorsun ki ?
Tabiat - натура, характер Çok sessiz bir tabiatı var.
Tabiat - природа Tabiat yine yeşil yine güzel.
Tabiî - естественный, природный, натуральный Tabii gazı nerede bulacaksın ?
Tabii - конечно, разумеется Bu toplantıya tabii ki sen de geleceksin!
Tahsil - образование; обучение Necdet Bey'in oğlu Rusya'da tahsil almış.
Tahsil - сбор (денег), взимание (налогов) Kasiyer,müşterilerden parayı tahsil etti.
Takım - команда (спорт.) Hangi futbol takımını tutuyorsun?
Takım - набор, комплект; костюм; сервиз Sana yeni bir takım fincan aldım.
Takım - взвод (военн.) Hangi bölük hangi takımdasın asker ?
Takım - группа, компания Bizim takım gibisi yok.
Tane - штука Bana altı tane limon verin,lütfen!
Tane - зерно Bezelyenin tanelerinden yapalım yemeği.
Tekne - лодка, судно Yazın tekne gezilerini çok severim.
Tekne - корыто, лохань; ящик Bulaşık teknesi
Tel - провод, проволока Dikkat et telle elini kesebilirsin!
Tel - проволочный Tel örgü
Tel - струна Hangi tel ?
Tel - волокно, нить Bu teli bana bırak.
Temel - фундамент, основание; основа Kominizmin temeli neye dayanır ?
Temel - основной, главный Bu şampuan saçlara temel bakım uyguluyormuş.
Temsil - спектакль Temsil yarım saat geç başlayacak.
Temsil - представительство; представление Bu firmayı kim temsil ediyor ?
Ters - обратная сторона, изнанка Elin tersi
Ters - обратный, противоположный Ters yöne
Ters - резкий, злой İşleri ters pers gidiyor
Ters-помёт
Tez-быстрый Kötü haber tez duyulur.
Tez - быстрый; быстро Bu günden tezi yok
Tez - тезис, положение Küresel ısınma konusunda tezin ne ?
Tez - диплом, диссертация Tezinin konusu nedir?
Toka - заколка Yeni tokamın taşı koptu.
Toka - рукопожатие Toka yaptılar masaya oturdular.
Ton - тонна Bu kamyon kaç ton yük taşıryor?
Ton - тон (муз.) Bu müziğin tonu yok.
Ton - тон, интонация (лингв.) Sesinin tonu kötü.
Ton - тон Pembe tonlarında bir ayakkabı aldık.
Top - мяч; шар Topu kaleye ne de güzel attı!
Top - ядро Bu savaş için yüzlerce top kullanılmış.
Top - пушка, орудие Topa tutmak
Top - все Topu birden geldi
Top - рулон Bu elbiseler için kaç top kumaş gerekli?
Toz - пыль Yerlerde çok toz var süpürmelisin.
Toz - порошок Marketten toz şeker de al.
Tuş - клавиша Sanırım yanlış tuşa bastın telefona başkası çıktı.
Tuş - туше (спорт.) Tuşla yenmek
Tuvalet (tualet) - туалет (одежда) Kırmızı tualetini giyip yemeğe gitti.
Tuvalet - туалет Tuvaletten çıkarken sifonu çekmeyi unutma!
Tüp - тюбик Boya tüpünü üzerine döktü.
Tüp - шарик (возд.) Boş tüpleri doldurmaya git.
Tüp - пробирка; трубка

0

42

Омонимы. Буква U

Ucuz - дешёвый Gömleğini ucuza almışsın.
Ucuz - легко отделываться Kazayı ucuz atlattık,kimse yaralanmadı.
Ucuz - лёгкий Ucuz zafer
Uç - остриё Dilin ucu
Uç - конец, край Uçurtmanın ipinin ucunu kaçırdı.
Uç - грифель , стержень Kalemimin ucu kırıldı.
Uğramak - зайти, заглянуть Eve gelirken markete uğradım.
Uğramak - переживать, разочаровываться Parasını kaybedince hayal kırıklığına uğradı.
Uğramak - терпеть поражение, испытать Ordumuz bu savaşta yenilgiye uğradı.
Uğramak - выскочить, выбежать Nereye uğrayacaksın ?
Ulaşım - сообщение Bilgi ulaşımı.
Ulaşım - доставка Paket sana ulaştı mı ?
Ulaşmak - достигать, доходить, доезжать Mektubum aileme ulaşmış.
Ulaşmak - доставать Bu ip karşıya ulaşmıyor.
Ulaşmak - добиться, достичь усеха Ordumuz Çanakkele'de zafere ulaştı.
Ulaştırmak - доставить, перевезти Postacı zarfı zamanında ulaştırdı.
Ulaştırmak - привести Komutan orduyu zafere ulaştırdı.
Ummak - надеяться Umarım herşey iyi olur.
Ummak - ожидать, рассчитывать Bu hareketi ondan hiç ummazdım.
Uyandırmak - будить, разбудить "Babanı uyandır da kahvaltı yapalım" dedi.
Uyandırmak - пробуждать Reklamınız çok ilgi uyandırdı.
Uyanık - бодрствующий Çocuk hasta olunca gece uyanık kaldı.
Uyanık - бдительный Sınıfın yeni öğrencisi çok uyanık bir çocuk.
Uydurmak - выдумывать, сочинять Sürekli yalan konuşuyor , uyduruyor.
Uydurmak - подогнать, приладить Kim uydurdu bunu ?
Uydurmak - приспосабливать Yeni gömleğin altına da bir pantolon uydurduk.
Uydurmak - приспосабливаться Yeni evli çift birbirlerine ayak uydurdular.
Uydurmak - достать, раздобыть Çok iyi uydurdu bu iki rengi.
Uymak - соответствовать, подходить Bu takıma bu kravat çok uymuş.
Uymak - приспосабливаться (к условиям) Şartlara uy!
Uymak - следовать, соблюдать Okulun kurallarına uymalısın.
Uyum - гармония , соответствие Her zaman uyumlu giyinir.
Uyum - согласие Meclis görüşmelerinde uyum sağlandı.
Uzak – дальний, далёкий Uzaktan akraba oluyoruz.
Uzak – далеко Uzakta kalınca ailesini çok özlemiş.
Uzamak - удлиниться, вытянуться Büyüdükçe boyu uzuyor.
Uzamak - затянуться (о собрании) Konuşmamız sabaha kadar uzadı.
Uzamak - становиться Yaz geldikçe günler uzuyor.
Uzamak - тянуться, идти Yol kıyı boyunca uzanır
Uzatmak - удлинять Kazağın kollarını çeke çeke uzatmışlar.
Uzatmak - протянуть Patron adama elini uzatıp tokalaştılar.
Uzatmak - затягивать, тянуть Konuyu uzatma! Ne diyeceksin?
Uzatmak - продлевать Sınaz süresinin uzatmak için öğretmenle konuştular.
Uzatmak - отращивать, отпустить Saçlarını uzatınca hoş oldu.

0

43

Омонимы. Буква Ü

Ünite - часть Hastaya 2 ünite kan verildi.
Ünite - единица Arkadaşın hastanenin hangi ünitesinde yatıyor?
Üs - степень Asker durumu üslerine bildirdi.
Üs - база AskerÎ hava üssü
Üst - верхняя часть Eşyalarını üst rafa koy!
Üst - одежда Üstü başı pis halde eve geldi.
Üst - остаток, сдача Buyurun! Paranızın üstü.
Üst - старший (по званию, должности), начальство Askerde alt üstle iyi geçinmeli.
Üst - верх; поверхность Üstün kirlenmiş.
Üst - кожица (ботан.) Üstün boyanmış.

0

44

Омонимы. Буква V

Vakit - время Gece vakti birden kapı çalındı.
Vakit - когда… Patron geldiği vakit söylerim.
Vakit - не вовремя Bunun hiç vakti değil.
Var - есть, имеется Onun bileti var mı?
Var - достояние , имущество Bütün varını evlatlarına harcadı.
Varlık - бытиё oluş
Varlık - существо Virüsler ne canlı ne de cansız varlıktır.
Varlık - достояние, богатство Varlık içinde yaşayıp kimseye yardım etmediler.
Varlık - существование, наличие Varlığına inanmamız gerek.
Varmak - достигать, доходить Gitmek istediği yurduna vardı.
Varmak - распробовать tadına varmak
Varmak - прибыть, прийти Moskova'ya çoktan vardı.
Vasıta - средство, орудие Resim için vasıtaları hazırsa başlayalım.
Vasıta - машина Hastaneye gitmek için vasıta bulamadılar.
Vasıta - посредник Vasıtasız vergi
Veli - родители Çocuklar! Yarın yapacağımız veli toplantısına mutlaka velileriniz gelsin.
Veli - святой Bu zat çok veli bir insandır.
Vesile - повод, причина Bu vesile ile işden kovuldu.
Vesile - [удобный] случай olay
Vesile - предлог, отговорка bahane
Vurmak - бить Kötü kadın çocuklarına vurup duruyor.
Vurmak - стрелять, убивать; ранить Tabancasını çıkarıp adamı vurdu.
Vurmak - натирать Yeni ayakkabılarım çok vurdu.
Vurmak - ставить Evraklara mühür vurup adamı gönderdi.
Vurmak - ударять, стучать (в дверь) Kapıyı kim vuruyor ?
Vurmak - притворяться, прикидываться Bilmezliğe vurmak.
Vurmak - биться (о сердце) Kalbimden vuruldum.
Vücut - существование Hayatta bu tür olaylar vücut bulmaz.
Vücut - тело, плоть Vücudunda küçük yaralar oluşmuş.

0

45

Омонимы. Буква Y

Ya - да Ya, gerçekten öyle mi?
Ya - а Ya gelmezse
Ya - так Ya, ayrılıyorsun demek?
Ya - ведь O sözü sen mi dedin ya!
Ya - же Gelmiyeceğini soyledim ya!
Ya - или, либо Oraya ya sen ya ben gideceğim.
Yaka - воротник, вырез Balıkçıyaka kazak aldım.
Yaka - берег, сторона İstanbul'un Avrupa yakasında oturuyoruz.
Yaka - не отставать yakasını bırakmamak
Yaka - попадать , попадаться Hırsız sonunda yakayı ele verdi.
Yaka - приставать , прицепляться Adamlar suçlunun yakasına yapıştılar.
Yakın - близкий, ближний Yakın dost
Yakın - около, поблизости Üç yıla kadar
Yakın - в ближайшее время, на днях En yakın zamanda.
Yalnız - одинокий, один, единственный Ailesini kazada yitirince yalnız başına kalmıştı.
Yalnız - только, лишь Sınıfta yalnız Berkay yoktu.İşi vardı galiba…
Yaprak-лист Ağaçlar yapraklarını dökmeye başladı.
Yaprak - лист (бумага) Küçük çocuklar kitabın yapraklarını karalamışlar.
Yar - возлюбленный Yarini yarın askere gçnderecek.
Yar - пропасть, бездна Yolun sonunda yar var,devam edemeyiz.
Yarın - завтра Yarın okula gel.
Yarın - завтрашний день, будущее Çocuklarımız yarın ülkenin sahibi olacaklar.
Yaş - возраст Beş yaşına bastı.
Yaş - свежий, зелёный Yaş sebze var mı ?
Yaş - сырость, влага Bu iş yaş.
Yaş - влажный, сырой, мокрый Gömleğin daha yaş kurumamış.
Yaş - слеза Kırıcı sözler karşısında gözyaşlarını tutamadı.
Yatak - кровать, постель Yatakta kitap okumasını çok severim.
Yatak - русло (реки) Nehir yatağı
Yatak - месторождение, залежи Yeni bir petrol yatağı bulundu.
Yatak - втулка; подшипник (техн.) Altın yatağı bulduk.
Yatırmak - укладывать (в постель) Çocuğu yatırıp misafirleriyle ilgilendi.
Yatırmak - класть, внести Parayı bankaya yatırdı.
Yatmak - лежать, ложиться Pijamalarını giyip erkenden yattı.
Yatmak - сидеть (в тюрьме) 5 sene hapis yattı.
Yatmak - bir işin olmaması Hayalini kurduğumuz iş yattı.
Yavaş - тихий, негромкий Yavaş konuş.
Yavaş - тихий, медленный Yavaş koşma daha çabuk !
Yay - лук (спорт.) Yayını okunu hazırlayıp yarış alanına gitti.
Yay - смычок Çocuklar kemanın yaylarını koparmış.
Yazı - шрифт, алфавит Türk yazısı
Yazı - акт, документ Bu yazıyı müdüre ver.
Yazı - почерк; подпись; надпись Bu yazı Türkçe.
Yazı - письмо Annemden gelen yazıyı ağlayarak okudum.
Yazı - статья (газетная) Hangi yazar hangi yazı ?
Yazılı - с надписью, подписанный Herşey burada yazılı.
Yazılı - письменный Yazılı testten 90 aldım.
Yelpaze - веер Sıcak havalarda yelpazesini çantasında bulundurur.
Yelpaze - спектр Bu firmanın ürün yelpazesi çok geniş.
Yemek - еда, пища Bu yemek gerçekten çok hoşuma gidiyor.
Yemek - есть, кушать Çok açım.Yemek yiyelim artık.
Yemek - понести наказание Sarhoş şoför yüklü miktarda para cezası yedi.
Yemek - быть избитым Hırsız bir sürü kişiden dayak yedi.
Yemek - пропускать гол Kaleci maçta 2 gol yedi.
Yemek - тратить, проедать деньги Paralarını hep barlarda yedi.
Yemek - получить пощёчину Suçlu iyi bir tokat yedi.
Yeni - новый Bu paltoyu yeni aldım.
Yeni - только что, недавно Ben de yeni geldim.
Yeni - нео= Yeni sömürgecilik
Yenilmek - быть съеденным Zavallı ceylan aslan tarafından yenildi.
Yenilmek - проиграть, потерпеть поражение Yenilen pehlivan güreşe doymazmış…
Yer - земля Kırılan camları yerden topladı.
Yer - место Otobüste hiç boş yer kalmadı.
Yerleştirmek - устроить (на работу) İşe yerleştirdim kardeşimi.
Yerleştirmek - поселить Bunu masanın kenarına yerleştir.
Yerleştirmek - поместить, уложить, разместить Bu asansöre 5 kişi yerleştiremeyiz.
Yeşil - зелёный Pazardan yeşil soğan aldım.
Yeşil - неспелый, незрелый Meyvelar henüz yeşil,onları koparma!
Yeterlik - умение, способность Benim mesleki yeterliğim yok mu ?
Yeterlik - компетентность Okulun yeterlik oranı nedir ?
Yetişmek - хватать, быть достаточным Yüz lira yetişir mi?
Yetişmek - дотянуться, достать Rafa uzanıp kavanozu aldı.
Yetişmek - расти, произрастать Üzüm güneyde yetişir.
Yetişmek - воспитываться Ailesini kaybedince dedesinin yanında yetişti.
Yetişmek - поспевать, успевать, догонять Sana yetişemiyorum.
Yıldız - звезда Bu gece gökyüzünde çok yıldız var.
Yıldız - звезда (кино и т.д.) Tarkan dünyaca ünlü pop yıldızıdır.
Yıllık - годовой, годичный, однолетний Bu evi bir yıllık tuttuk.
Yıllık - годовая плата Yıllık abone ücreti 100 Lira.
Yıllık - ежегодник Lise yıllığımı açıp yazıları okuduk.
Yok - нет, отсутствует Sınıfta kimse yok.
Yok - нет (отрицание) Yok kalemini ben almadım.
Yoklamak - проверить, проконтролировать Askerler tamam mı diye bir yokla bakalım.
Yoklamak - провести перекличку Kendimi bir yokladım.
Yoklamak - проведать, навестить Yoklama.
Yoksa - иначе Şimdi git yoksa yetişemezsin.
Yoksa - или, может Bugün mü yoksa yarın mı geliyor?
Yol - дорога, путь Yollar karla kaplanmış.
Yol - средство, путь, средство Buranın başka bir yolu olmalıi
Yufka - тонкий лист теста Akşam annem yufka böreği yapacak.
Yufka - хрупкий, ломкий; слабый; тонкий Çok yufka bir müdürdür o.
Yufka - мягкосердечный Mustafa çok yufka yürekli bir çocuk.
Yumak - клубок Kazak için beş yumak ip aldım.
Yumak - ком Çamuru yumak yapıp fırlattı.
Yurt - страна, край Hangi yurtta yabancı dil yasak ?
Yurt - родина, отчизна Uzun yıllar sonra yurduna döndü.
Yurt - дом, приют (общежитие) Üniversite okurken yurtta kaldım.
Yuva - приют, очаг Çocuk yuvası
Yuva - рассадник Gericilik yuvası
Yuva - гнездо, нора Yuvayı dişi kuş yapar.
Yuva - детский сад Çalışmaya başlayınca çocuğunu yuvaya verdi.
Yuvarlak - круглый, округлый Yuvarlak masa.
Yuvarlak - шар; шарик; сфера Dünya da yuvarlak.
Yuvarlak - расплывчато Yuvarlak konuşmak
Yüksek - высший, верховный Yüksek hekim.
Yüksek - высокий Yüksekten korkarım.
Yükselmek - повышаться, возрастать Askerde epey yükseldi.
Yükselmek - возвышаться, выситься (над уровнем моря) Deniz yükseldi.
Yürüyüş - шествие; марш İleri marş! Yürüyün !
Yürüyüş - хотьба (также спорт.) Yürüyüş iyi bir spordur.
Yüz - сто Yüze kadar say sonra da yüzden geriye say!
Yüz - лицо Yüzün için bu kremi kullanabilirsin.
Yüz - сторона (лицевая) Kumaşın bu yüzünden dikmelisin.
Yüz - поверхностъ Suyun yüzünde durmayı başardı.
Yüzmek - содрать кожу Kasap,koyunun derisini yüzüp derisini tuzladı.
Yüzmek - утопать Suyun üstünde yüzmek.
Yüzmek - плавать Havuzda yüzmektense denizde yüz o zaman!

0

46

Омонимы. Буква Z

Zar - кожица; оболочка Yaranın zarını kaldırma da mikrop kapmasın.
Zar - игральная кость Tavla oynamak için iki tane zar gereklidir.
Zar - барабанная перепонка Sesini kıs biraz müziğin.Kulağımın zarı patlayacak ya.
Zarf - наречие Önce cümlenin zarfını bulun bakalım.
Zarf - конверт Mektubu zarfa koyduktan sonra kapattı
Zarf - в течение 3 gün zaman zarfında neden ödevini yapmadın?
Zaten- и так, и без того уже O zaten burada kalıyor.
Zaten- вообще, совсем Onu zaten tanımıyorsun nasıl güvenebilirsin.
Zaten - собственно говоря Zaten bende bunun için geldim.
Zemin - фон, поле Tablonun zemini
Zemin - основа, почва Zemin yoklamak
Zevk - вкус Zevk sahibidir
Zevk - удовольствие, наслаждение Zevk alma zamanı.
Zor - сила, насилие Çok zor bir iş bu.
Zor - трудный, тяжелый Bu koliyi kaldırmak çok zor.

0

47

Как это я вовремя наткнулась на ваш сайт  ^^  ну мозг, берегись!

0

48

Настоящая долма рецепт из баранины со специями, рисом и курдючным жиром, завернутый в виноградные листья, - все это томится на слабом огне, и в результате получается та самая, неповторимая, очень вкусная и ароматная долма. И сколько бы не спорили о происхождении и названии этого кулинарного чуда, для нас главное, что истина - в долме!) Осталось только приготовить, чтобы в этом убедиться.
https://img1.russianfood.com/dycontent/images_upl/275/sm_274334.jpg
Продукты (на 10 порций)

  • Листья виноградные - 220 г

  • Фарш из баранины - 700 г

  • Жир курдючный - 100 г

  • Рис - 100 г

  • Лук репчатый - 350 г

  • Масло сливочное - 50 г + для жарки лука

  • Соль - 2 ч. л.

  • Чеснок - 4 зубчика

  • Перец черный молотый - 1/2 ч. л.

  • Перец чили красный молотый - 1/2 ч. л.

  • Мята сушеная - 1 ч. л.

  • Хмели-сунели - 1/2 ч. л.

  • Зелень кинзы - 10 г

  • Зелень петрушки - 20 г

  • Зелень укропа - 20 г

  • Вода - 300 мл (для фарша) и 1 л

Для соуса:

  • Мацони или йогурт домашний - 300 мл

  • Чеснок - 4 зубчика

  • Зелень петрушки - 5 г

  • Зелень кинзы - 5 г

Как приготовить долму:

  • Рис отварить в течение 5 минут, затем промыть в холодной воде (рис должен быть недоварен).

  • Нарезать мелко курдючный жир, зелень и репчатый лук.

  • Обжарить лук на сливочном масле 5 минут на слабом огне. Остудить.

  • В мясной фарш добавить рис, обжаренный лук, курдючный жир, зелень, 1 ч. л. соли, черный перец, хмели-сунели, красный перец, мяту. Постепенно добавить 300 мл воды, тщательно вымешивая фарш руками в течение 8 минут.

  • Виноградный лист положить глянцевой стороной на доску, а шершавой (матовой) стороной наверх. У основания листа выложить 1 ч.л. приготовленного фарша и свернуть виноградный лист с начинкой в плотную трубочку, подворачивая края листа внутрь.

  • На дно кастрюли положить перевернутую тарелку и выкладывать долму в кастрюлю швом вниз по кругу. Выкладывать долму в несколько слоев.

  • Сверху выложить несколько кусочков сливочного масла и оставшиеся виноградные листья.

  • Прижать перевёрнутой тарелкой. На тарелку высыпать 1 ч. л. соли и налить 1 л воды. Вода должна быть на одном уровне с долмой или на 1 см ниже.

  • На среднем огне довести до кипения и тушить долму при закрытой крышке на слабом огне 1 час. Если виноградные листья будут жесткими, продолжайте тушить долму еще 30-40 минут, до готовности.

  • Приготовить соус: мелко нарезать петрушку и кинзу, чеснок измельчить и добавить всё в мацони. Дать настояться 30 минут.

  • По готовности долмы выключить огонь, убрать тарелку и виноградные листья, которые уложили сверху, и дать постоять 15 минут. Подавать долму с приготовленным соусом.

Приятного аппетита!

0


Вы здесь » Турецкая сказка » Турецкий язык » Некоторые омонимы турецкого языка