Турецкая сказка

Информация о пользователе

Привет, Гость! Войдите или зарегистрируйтесь.


Вы здесь » Турецкая сказка » Турецкий язык » Короткие рассказы и анекдоты на турецком


Короткие рассказы и анекдоты на турецком

Сообщений 61 страница 74 из 74

61

Bu kanun ne zaman çıktı (этот закон когда вышел)?

Mankafa Sabri'nin bir arkadaşı anlatıyordu (глупого Сабри один друг рассказывал):

— Yerçekimi kanunu olmasa (тяготения закона не было бы если), şimdi biz hepimiz havalarda uçacaktık (сейчас мы все в воздухе летали бы)!

Sabri sordu (Сабри спросил):

— Çok ilginç (очень интересно), peki bu kanun ne zaman kabul edildi (хорошо, этот закон когда принят был)?

Bu kanun ne zaman çıktı?

Mankafa Sabri'nin bir arkadaşı anlatıyordu:

— Yerçekimi kanunu olmasa, şimdi biz hepimiz havalarda uçacaktık!

Sabri sordu:

— Çok ilginç, peki bu kanun ne zaman kabul edildi?

0

62

Futbol merakı (футболом увлечение)

Futbol hastası (футбольные болельщики) iki arkadaş (два друга) aralarında konuşurlarken (между собой разговаривали когда) öteki dünyadan söz açılır (об ином мире речь зашла: «открылась»). Birisi merakla sorar (один с любопытством спрашивает):

— Neyi merak ediyorum (чем интересуюсь), biliyor musun (знаешь ли), acaba öteki dünyada da futbol oynanıyor mu (интересно, в ином мире тоже в футбол играют ли)?

— Bilmiyorum ama hangimiz önce gidersek (не знаю, но кто из нас раньше уйдет если), bir yolunu bulup (способ найдя) diğerine haber gönderelim (другому весть отправим).

Bu sözleşmeden bir iki ay sonra biri ölür (этого соглашения два месяца после один умирает). Diğeri bütün üzüntüsüne rağmen (другой на все расстройство несмотря) heyecanla haber beklemekten kendini alamaz (в волнении от ожидания вести себя удержать не может).

Bir gece yatağında yatarken (одной ночью в кровати спал он когда) kendisine seslenildiğini duyarak şaşırır (то, что к нему обращаются, услышав, удивляется). Daha sonra (позднее) arkadaşının sesi olduğunu anlayınca (что это друга голос понимает как только):

— Yahu en sonunda bir haber gönderebildin (эй, в конце концов весть отправить смог ты)...

— Evet, sana bir iyi, bir de kötü haberim var (да, для тебя одна хорошая, одна же плохая новость есть). Önce iyisi (сначала хорошая): Burada çekişmeli bir futbol ligi var (здесь противостоящая футбольная лига есть). Her pazar cennet-cehennem maçı yapıyoruz (каждое воскресенье рай — ад матчи проводим: «делаем»).

— Çok sevindim (очень обрадовался я), peki kötü haber ne (хорошо, плохая новость какая)?

— Önümüzdeki pazar günkü maç için (в следующее воскресенье для проводимого матча) cennet takımı kadrosuna alındın (райской команды в штат принят ты)...

0

63

Sonuç (результат)

Adamın biri (человек один) arkadaşına dert yanıyordu (другу своему на горе жаловался; yanmak — страдать, сокрушаться):

— Sorma başıma gelenleri, dedi (не спрашивай на голову мою пришедшее, сказал). Biliyorsun geçen yıl (знаешь, в прошлом году) trende bir kızla tanışmıştım (в поезде с одной девушкой познакомился). Bana pek yüz vermemişti (мне особо благосклонность не оказала: «лицо не дала»). Ben de her gün kendisine bir kart yolluyordum (я же каждый день ей одну открытку отправлял). Sonunda ne oldu biliyor musun (в конце что произошло, знаешь ли)?

— Ne oldu (что произошло)?

— Kız evlenmeye karar vermiş (девушка выйти замуж решила: «решение дала»).

— Öyleyse tebrikler (раз так, поздравления).

— Yok canım benimle değil (нет, дорогой, не за меня). Her gün kapısını çalıp, benim gönderdiğim kartları götüren postacı ile (за каждый день в дверь ее стучащего, мной отправленные открытки приносящего почтальона)...

0

64

Cimri, arkadaşına yakınıyormuş:
-“Sorma azizim. Benim hanım iyice azıttı! Pazar günü
benden 20 milyon, Pazartesi 30, Salı 40, Çarşamba 50,
dün 60, bugün de 70 milyon istedi!”
–“Vay be. Zavallı dostum. Peki bu kadar parayı n’apıyor
ki bu kadın?”
–“Bilmem, vermiyorum ki...”
 

:D

Жадный другу пожаловался:
- Не спрашивай, дорогой. Меня жена хорошенько разозлила! В воскресенье от меня 20 млн хотела, в понедельник 30, во вторник 40, в среду 50, вчера 60, сегодня же 70 хотела!
- Ох, несчастный друг. Что же с такими деньгами эта женщина делает?
- Не знаю, я ей не даю...

Cimri - жадина
azizim - буквально, "мой святой", в контексте мой дорогой.
yakınmak-Исх. пожаловаться, посетовать на что-л. (2е значение накладывать что ; намазывать, мазать)
azıtmak -i 1) приводить кого-л. в бешенство/ярость/неистовство 2) оказать пагубное влияние на кого , испортить кого
Zavallı dostum - несчастный друг
Peki bu kadar parayı n’apıyor ki bu kadın? - Что же с такими деньгами эта женщина делает?
kadın - женщина

0

65

Komedi Serisi 21 Kitap

Format : doc, pdf, lit, notpad
1. Charles Bukowski-Delilik. pdf
2. 2. Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi. rtf
3. Pis Moruğun Notları. doc
4. Çeşitli Ayrıntı.txt Dumur. Txt
5. Durum Ayrıntı. txt
6. Mekan Ayrıntı. txt
7. Sonsuz Espriler. txt
8. Sonsuz Geyikler. txt
9. Tiplemeler. txt
10. Gülse Birsel-Gayet Ciddiyim. doc
11. Hala Ciddiyim. pdf
12. Yolculuk Nereye Kardeşim. doc
13. Yılmaz Erdoğan-Hijyenik Aşklar. pdf
14. Hüzünbaz Sevişmeler. pdf
15. Yavrunu Bilinçlendir Hanım. pdf
16. Duvar Yazıları. lit
17. Espri ve Fıkralarıyla Ünlüler. pdf
18. Metin Uca-Yes Yerine Orrayt Demek Caiz'midir Hocam. pdf
19. Sinan Akyüz-Etekli İktidar. pdf
20. Vedat Özdemiroğlu-Selam Dünyalı Ben Türküm. pdf
21. Yurdum İnsanı.txt

0

66

Asker korkmaz.
Komutan içkiyi yasakladı ve sık sık hatırlanması için duvara "Alkol öldürür" diye yazdırdı.
Ertesi sabah, bu yazının altına muzip bir asker tarafından bir cümle eklenmişti: "Asker ölümden korkmaz."

Asker korkmaz (солдат не боится).

Komutan içkiyi yasakladı (командир выпивку запретил) ve sık sık hatırlanması için (и для частого напоминания) duvara "Alkol öldürür" diye yazdırdı (на стене «Алкоголь убивает», — говоря, написать приказал).

Ertesi sabah (на следующее утро), bu yazının altına (под этой надписью) muzip bir asker tarafından (насмешником — солдатом: «насмешника одного солдата со стороны») bir cümle eklenmişti (одно предложение прибавлено было): "Asker ölümden korkmaz (солдат смерти не боится)."

Адаптировала Алла Кельменчук

0

67

Perde
Temel otelde oda fıatlarını öğrenmektedir. Resepsiyon memuru:
—   Boğaza bakan bir odamız var. 200 Amerikan doları...
Temel:
— Perdeleri hiç açmamaya söz verirsem, kaça olur?!

Perde (штора)

Temel otelde oda fıatlarını öğrenmektedir (Темель в отеле на комнаты цены узнает). Resepsiyon memuru (администрации служащий):

— Boğaza bakan bir odamız var (на пролив выходящая: «смотрящая» комната у нас есть). 200 Amerikan doları (200 американских долларов)...

Temel (Темель):

— Perdeleri hiç açmamaya söz verirsem (шторы вовсе не раскрывать слово дам если), kaça olur (за сколько будет)?!

Адаптировала Алла Кельменчук

0

68

Fazla demlenmek
Bektaşi, bir gün demi fazla kaçırmış. Evine dönerken, yürümekte bir hayli güçlük çekmiş. İki tarafa yalpa vurup, düşe kalka giderken, kendisini bu vaziyette gören canlardan biri:
"Görüyorsun ya Baba! Fazla içmek ne fena şey!" deyince, Bektaşi durup yüzüne bakmış:
"Azizim!" demiş, "içmek değil, yürümek fena şey!"

Fazla demlenmek (много выпить)

Bektaşi, bir gün demi fazla kaçırmış (бекташи однажды спиртного много пропустил). Evine dönerken, yürümekte bir hayli güçlük çekmiş (домой возвращался когда, при ходьбе много трудностей испытал). İki tarafa yalpa vurup (в обе стороны раскачиваясь; yalpa — качка), düşe kalka giderken, kendisini bu vaziyette gören canlardan biri (падая, вставая, шел когда, его в этом состоянии увидевший один человек; düşmek — падать; kalkmak — вставать, подниматься):

"Görüyorsun ya Baba! Fazla içmek ne fena şey!" deyince (видишь, эй, шейх! Много пить какая плохая вещь! — сказал /как/ только), Bektaşi durup yüzüne bakmış (бекташи, остановившись, в лицо ему посмотрел):

"Azizim!" demiş, "içmek değil, yürümek fena şey (дорогой мой! — сказал. — Не пить, /а/ ходить — плохая вещь)!"

Адаптировала Алла Кельменчук

0

69

Kandırmış
Temel İstanbul'a yeni taşınmıştı. Yeni Cami önünde güvercinlere bakarken yanına biri yaklaştı...
— Bu güvercinlere bakmak parayla. Tanesi bir lira... Temel çıkarıp 10 lira verdi.
Akşam evde karısı "Nee..." diye fırladı yerinden... "Adama on lira verdin ha?"
— Kandırdım enayiyi, diye güldü Temel... "Orada en az yüz güvercin vardı."

Kandırmış (обманул)

Temel İstanbul'a yeni taşınmıştı (Темель в Стамбул недавно переехал). Yeni Cami önünde güvercinlere bakarken (перед Новой Мечетью на голубей смотрел когда) yanına (к нему: «к стороне его») biri yaklaştı (какой-то человек приблизился)...

— Bu güvercinlere bakmak parayla (на этих голубей смотреть — за деньги). Tanesi bir lira (одна штука —лира)... Temel çıkarıp 10 lira verdi (Темель вытащив 10 лир отдал).

Akşam evde karısı "Nee..." diye fırladı yerinden (вечером дома жена его: «Чтоо?», — говоря, вскочила с места)... "Adama on lira verdin ha (человеку десять лир дал, да)?"

— Kandırdım enayiyi, diye güldü Temel (обманул дурака, — говоря, засмеялся Темель)... "Orada en az yüz güvercin vardı (там самое меньшее сто голубей было)."

Адаптировала Алла Кельменчук

0

70

Yanlış kapı   :D
Kabadayı bara girdi, barmenin yanına giderek:
— İlanınız üzerine geldim, dedi. Burada hır çıkmasına engel olacak birisini arıyormuşsunuz.
— Arıyoruz. Siz daha önce böyle bir işte çalıştınız mı?
— Çalışmadım ama, sizi ikna edebilirim. Bakın şimdi... Karşı masaya gitti, orada tek başına oturan adamı pataklayıp dışarı attıktan sonra geri geldi:
— Nasıl buldunuz?
— Güzel. Ben çok beğendim. Ama patronla görüşmeniz gerekiyor.
— Nerde patron?
— Kapının önünde. Biraz önce patakladığınız adam.

Yanlış kapı (неправильная дверь)

Kabadayı bara girdi (буян в бар вошел), barmenin yanına giderek (к бармену подойдя):

— İlanınız üzerine geldim, dedi (по объявлению вашему пришел, — сказал). Burada hır çıkmasına (сюда потасовок возникновению) engel olacak (препятсвующего) birisini arıyormuşsunuz (человека ищете).

— Arıyoruz (ищем). Siz daha önce böyle bir işte çalıştınız mı (вы раньше на такой работе работали ли)?

— Çalışmadım ama, sizi ikna edebilirim (не работал, но вас убедить могу). Bakın şimdi (смотрите теперь)... Karşı masaya gitti (к противоположному столу пошел), orada tek başına (там в одиночестве) oturan adamı pataklayıp (сидящего человека поколотив) dışarı attıktan sonra (наружу выбросил после того как) geri geldi (назад пришел):

— Nasıl buldunuz (как нашли)?

— Güzel (прекрасно). Ben çok beğendim (мне очень понравилось). Ama patronla görüşmeniz gerekiyor (но с хозяином поговорить нужно).

— Nerde patron (где хозяин)?

— Kapının önünde (дверью перед). Biraz önce patakladığınız adam (немного ранее поколоченный вами человек).

Адаптировала Алла Кельменчук

0

71

TANIŞMA

Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde çok güzel bir kadın görürler.
Temel der ki, «Cemal, ben gidip bu kadınla bir konuşayım, belki akşam yemeğini beraber yeriz…»

Temel yaklaşır kadına, sorar:
- Benimle bir akşam yemeği yer misiniz?
- Bahse girerim şu kapıdaki Mersedes sizin değil.
- Hayır, değil.
- Bankada da sizin bir hesabınız yoktur?
- Hayır, yok.
- Karadeniz kıyılarında 2 katlı villan da yoktur?
- Hayır, yok.
- O zaman ne duruyorsun karşımda?

Temel’in morali bozulur ve Cemal’in yanına döner.
- Cemal, benim kırmızı Lamborgini sana versem, Mersedesini bana verir misin?
- Veririm, Temelcim.
- Bir telefon etsem kendi bankamdan bana bir hesap açarlar mı?
- Açarlar, Temelcim… Sen bankanın sahibisin...
- Tamam, o da kolay da, ama babam üçüncü katı yıkmama izin vermez!!!

belki – может быть
yaklaşmak - приближаться
bahse girmek – держать пари, спорить
Karadeniz kıyılarında – на берегу Черного моря
durmak - стоять
karşında – напротив
morali bozmak – портиться (о настроении)
sahip - владелец
yıkmak – сносить, разрушать
izin vermek – разрешать, давать разрешение

+1

72

Bir İngiliz vampir, bir Fransız vampir, bir de Temel vampir
     Uçakta gidiyorlarmış. Bir süre sonra İngiliz vampir aralarından ayrılmış, aşağılara dalmış. Bir süre sonra geri gelmiş ki, ağzı yüzü kan içinde.

     Sormuşlar: - Ne oldu, nereye gittin?
     İngiliz vampir : - şu aşağıdaki beyaz evi gördünüz mü?
     Cevap:- Gördük.
     İngiliz Vampir : - Onun yanındaki duvarı gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     İngiliz vampir : - Onun yanında uyuyan küçük çocuğu gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     İngiliz vampir : - İşte ben o çocuğun kanını içtim, geldim.

     Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir de aynı şekilde ayrılıp aşağılara gider ve geldiğinde onun da yüzü gözü kan içindedir.

     Yine sorarlar: - Nereye gittin?
     Fransız Vampir: - Şu aşağıdaki ağacı gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     Fransız Vampir: - Onun yanındaki küçük tabut gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     Fransız Vampir: - O tabutta yatan yeni ölen adamı gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     Fransız Vampir : - İşte ben o adamın kanını içtim geldim.

     Yolculuk yine devam eder. Bir süre sonra Temel Vampir aynı şekilde ayrılır ve o da ağzı yüzü kan içinde geri gelir.

     Ona da sorarlar: - Nereye gittin?
     Temel Vampir: - Şu aşağıdaki evi gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     Temel Vampir: - Peki onun yanındaki direği gördünüz mü?
     Cevap: - Gördük.
     Temel Vampir: - İşte ben o direği görmedim.........

uçak – самолет

ayrılmak – отделяться

geri gelmek – возвращаться

kan – кровь

aşağıda – внизу

yanında – рядом

uyuyan – спящий

devam etmek – продолжать(ся)

tabut – гроб

ölen – умерший

aynı şekilde – таким же образом

direk – столб

0

73

Tilki ormanda geziyormus. Bi bakmis bir agacin dalinda but (maso) asili duruyor.
Allah allah niye boyle basi bos burada duruyor diye etin yanina supheyle yaklasir.
Iyice kontrol edince uzerinde bir bomba bagli ve bir tuzak oldugunu anlar.
Neyse ete dokunmaz biraz uzaga gider yatar ve beklemeye baslar.
Bir sure sonra kurt gelir. Kurt hemen butu ve biraz uzaginda da yatan tilkiyi gorur.
Lan tilki niye eti yemedin diye sorar. Tilki de Orucluyum sen ye der.
Kurt ta Neyse ben yerim o zaman diyerek sevincten ete atlar.
PAT! Bomba patlar ve kurt yarali yarali yatarken. Tilki bir sey olmamis gibi gider butu yemeye baslar.
Kurt ta ona: LAN SEREFSIZ HANI ORUCLUYDUN!!!???
Tilki de ona: Top patladi duymadin mi!!! )))))))))))))))

+1

74

Турецкий с улыбкой - 200 анекдотов для начального чтения 2007г.
http://www.photoload.ru/data/68/23/0f/68230fb510baa246a67bf901c7f895ea.jpg
Пособие “Турецкий с улыбкой” это сборник турецких анекдотов, разбитых по разделам:

      Genel Fıkralar - общие анекдоты;
      Karadeniz Fıkraları - черноморские анекдоты (о лазах);
      Deli Fıkraları - анекдоты о сумашедших;
      Gerzek (gerizekalı) Fıkralar - анекдоты о придурках;
      Sarhoş Fıkraları - анекдоты о пьяницах;
      Avcı Fıkraları - анекдоты об охотниках;
      Cimri Fıkraları - анекдоты о скупцах;
      Gelin - Kaynana Fıkraları - анекдоты о невесках и тещах;
      Tarihi - Politik Fıkralar - историко-политические анекдоты;
      Doktor Fıkraları - анекдоты о врачах;
      Öğrenci Fıkraları - анекдоты об учениках.

В текстах анекдотов, адаптированных по известному методу Ильи Франка, содержится большое количество расхожих фраз, разговорных оборотов современного турецкого языка, что поможет всем желающим в еще более глубоком изучении языка.

Формат: PDF
Страниц: 165
Размер: 1 Mb
http://rusfolder.com/33521773

0


Вы здесь » Турецкая сказка » Турецкий язык » Короткие рассказы и анекдоты на турецком